Bir Su Altı Mezarlığı: Salem Express Batığı

salem express

1991 yılında, Kızıldeniz’in fırtınalı gecelerinden birinde, Cidde’den yola çıkmış Mısır’a gitmekte olan Salem Express isimli yolcu gemisi Safaga şehrinin güneydoğusundaki Hyndman Resifi’ne çarptı.

Çarpmanın etkisiyle ön tarafında büyük bir delik açıldı. Şiddetli tazyik kıç kapaklarının da açılmasına neden oldu. Gemi aynı anda iki taraftan su almaya başladı.

Salem Express 1964’te Fransa’da inşa edilmişti. Sonuncusuna kavuşana kadar birçok isim değiştirdi: Fred Scamaroni, St. Georges, Lord Sinai, Al Tahra… 1988’de Salem Express adını aldı. 110 metre uzunluğunda, çift pervaneli bir yolcu gemisiydi. Kaptanı Hassan Moro Mısır donanmasında eğitim almış, deneyimli bir denizciydi. Salem Express seferlerinde genellikle kara kıtadan Mekke’ye gidip dönen yoksul hacıları ve Mısırlı işçileri taşırdı. O gece, resmi rakamlara göre geminin 578 yolcusu ve 72 mürettebatı vardı.

14 Aralık 1991’de geceyarısına yarım saat kala, sadece 20 dakika içinde battı. Bu, son 30 yıl içinde dünyada meydana gelen en büyük deniz kazalarından biriydi. Tam 470 kişi hayatını kaybetti. Sadece 117’sinin cesedi bulundu. 180 kişi kurtuldu. Büyük çoğunluğu akıntının da yardımıyla kendi başına saatlerce yüzerek kıyıya çıkanlardı.

Hayatını kaybedenlerin sayısı yüksekti, çünkü gemi çok hızlı battığı için yolcular dışarı çıkmaya vakit bulamayarak içeride sıkışmıştı. Fırtınalı hava ve gece karanlığı da hızlı müdahaleyi ve başarılı bir kurtarma çalışması yapılmasını engellemişti.

Kazadan sonra, hac yoğunluğu nedeniyle geminin aslında kapasitesinin çok üzerinde yolcu taşıdığı, bu yüzden gerçekte ölüm sayısının çok daha yüksek (kimilerine göre 1200-1600 kişi) olduğu da iddia edildi.

Kurtarma sonlandıktan sonra, gemi içeride mahsur kalanlarla battığı yerde bırakıldı.

salem express
Fotoğraf: Amar Gullien

*****

Kazadan 12 yıl sonra, 29 Kasım 2003’te Salem Express batığını ziyarete geldim. O Aralık gecesinin aksine bugün açık, serin, biraz bulutlu bir cumartesi sabahı. Bir haftalık dalış seyahatimin son günü.

Kimileri Salem Express’te dalış yapmanın mezarlıkta dolaşmaya benzediğini söylüyor. Zira iskele tarafında bulunan naaşlar çıkarılmış, ancak teknenin üzerine yattığı sancak tarafında ulaşılamayan kabinlerdekiler mecburen yerlerinde bırakılmış. Burasının büyük bir su altı mezarlığı olduğunu söylemek yanlış olmaz.

Hafta boyunca rehberliğimizi yapan Muhammed, kazadan sonra kurtarma çalışmalarında yer almış. Anıları hala taze. O günün kendisinde acı bir iz bıraktığını, ölenlere saygısından bugünkü dalışı yapmayacağını söylüyor. Onun yerine bu dalışta rehberimiz Gamal olacak.

Kimi dalgıçlar ve Mısırlı rehberler –Muhammed gibi- kazadan duydukları üzüntüyü ifade etmek için burada dalmamayı tercih ediyor. Bazı dalgıçlar yanlarına kamera almıyor. Bazılarıysa içine girmeyerek, sadece etrafından dolaşarak ölenlere saygısını gösteriyor.

*****

Neyle karşılaşacağımı bilmemenin tedirginliğiyle suya giriyorum. Salem Express, Kızıldeniz’deki en büyük batıklardan biri (Aşağı yukarı Thistlegorm kadar). Uzunluğu 110 metre. Yüzeyin 10 metre altında başlıyor, en derin yeri 32 metrede. Sancak üzerine 90 derece yatmış halde, düz zeminde, yere paralel duruyor.

salem express

İskele tarafından geminin içi net bir şekilde görülebiliyor. Kabinler, ranzalar, tuvaletler. Orada, açılamamış kapıların ardında bir yerlerde ölüler olduğunu düşünmek içimi ürpertiyor.

Yolculara ait eşyalar geminin etrafına saçılmış, kuma yarı yarıya gömülmüş vaziyette duruyorlar. Bavullar, ayakkabılar seçiyorum. Sanki Olay Yeri İnceleme Ekibi olarak geldik buraya, bu dokunulmamışlık bana kaza 12 yıl değil, çok kısa bir süre önce olmuş gibi hissettiriyor.

Palangaları üzerilerinde duran mataforaları görüyorum. Kurtarma botları da ipleri hala gemiye bağlı olarak kum zeminde yatıyor. Bu filikaların çoğu kullanmaya fırsat bulunamadan, gemiyle birlikte batmış. Teknenin radarını görüyor, büyük çapasının etrafından dönüyorum.

Geminin üzeri oldukça belirgin bir mercan tabakasıyla kaplanmış. Büyümeleri için henüz kısa bir süre geçmiş olmasına rağmen yaklaşık 10 cm yüksekliğinde, sert mercanlar oluşmuş bile. Rengarenk çiçek demetleri gibi duruyorlar. Sanki Kızıldeniz koynuna aldığı ruhların üzerini -tıpkı kabristana ekilen çiçekler gibi- buket buket mercanla örtmüş.

Sudan en az Muhammed kadar hüzünlenmiş, burulmuş ve etkilenmiş olarak çıkıyorum.

salem express

*****

Beynimizin çalışma prensibine göre, duygularla ilişkilendirdiğimiz hatıraları daha uzun süre saklıyoruz. Bu yazıyı Salem Express’e daldıktan tam 17 sene sonra yazıyorum. Her sahnesini dün dalmış gibi hatırlayarak.

salem express
Dalış kayıt defterim 🙂 181.dalış / 29.11.03 / Salem Express / 30m / 48′

Yüzlerce başka dalış yaptım. Bir çoğunu, üzerimde bıraktığı hoş duygular dışında detaylıca hatırlamam. Oysa Salem Express’te geçirdiğim 48 dakikanın her anı gözlerimin önünde.

Unutulmaz su altı deneyimleri bazen heyecan, coşku, sevinç içeriyor; bazense keder, matem, kasvet…

 

 

 

 

 

Video: Müfit Kıvanç

Salem Express dalışından çözünürlüğü düşük, çok küçük bir hatıra. Videonun sonunda beni iki saniyeliğine sarı çizgili dalış elbisemle görebilirsiniz.

 

PAYLAŞ: